3.07.2015

Krzysztof Kieslowski | Üç Renk | Yaşlılık, Güçsüz Düşme ve Duyarsızlık Üzerine



Üçlemenin tüm filmlerinde Kieslowski Paris'teki geri dönüşüm kutularından birine şişe atmaya çalışan kambur bir yaşlıyı gösterir. 
Kieslowski'nin yaşlılık, güçsüz düşme ve duyarsızlık konularına bakışını bu sahneler özelinde değerlendirmeye çalışacağım.  
Mavi
Üçlemenin ilk filmi olan Mavi'de Julie'yi bir bankta kulağında müzik güneşi hissederken görüyoruz. Gözleri kapalı güneşin tadını çıkartan Julie geri dönüşüm kutusuna şişe atmaya çalışan yaşlı kadından tamamen habersizdir ve farkına varmaz.  
Yaşlı kadın ağır adımlarla ve zorlanarak şişeyi geri dönüşüm kutusuna atmaya çalışırken yanından köpeği ile geçen genç adam kadını fark eder ancak yardımcı olmaz. 



Endüstrileşme ile birlikte meydana gelen teknolojik gelişmeler, kültürel değişmeler ve kentleşme gibi faktörler aile yapısını olumsuz yönde etkilemiştir. Bu gelişmelerden en çok yaşlılar etkilenmiştir. Modern toplumlarda gençliğe yüksek bir değer atfedilmiştir. Bunun yanında yaşlılar sosyal hayattan çekilmek zorunda bırakılmış veya yalnızlaşmıştır. Bu tür gelişmeler toplumsal duyarlılığı da olumsuz etkilemiştir. 

Üçlemedeki ilgili sahneleri aşağıdaki videodan izleyebilirsiniz.


İlgili sahnede genç adamın yaşlı kadını görmesine rağmen yardım etmemesi, yaşlılığa karşı duyarsızlık noktasında dikkatimizi çekmektedir. 

Kahramanımız Julie'ye gelince duyarsızlıktan ziyade umarsızlık öne çıkmaktadır. Yaşadığı kötü olaydan sonra hayata küsen ve geçmişini unutmaya çalışan Julie sorumlulukları olmadan yeni bir yaşam şekli benimsemeye çalışmaktadır. Uzun bir depresif dönemden sonra güneşin tadını çıkaran Julie, içinde bulunduğu durum gereği yardıma ihtiyacı olan yaşlı kadının farkına varmaz. Bu durum karaktere atıf olarak yorumlanabilir. 
Üçlemenin tüm filmlerinde yer alan benzer sahnelerde, filmin kahramanının karakter özellikleri geri dönüşüm kutusuna şişe atmaya çalışan yaşlıya bakışı belirlemektedir. 
Geri dönüşüm kutusuna şişe atmaya çalışan yaşlı kadın, şişeyi tam olarak kutuya atamaz. Şişenin yarısı kutunun içindeyken diğer yarısı kutunun dışında kalmaktadır. Bunu da yardım alınamama durumuna bir atıf olarak yorumlayabiliriz. 


Beyaz
Üçlemenin ikinci filmi olan Beyaz'da filmin kahramanı olan Polonya'lı Karol, Fransız eşinden henüz boşanmıştır. Karol'un hiç parası yoktur. Banka hesapları dondurulmuş ve işini kaybetmiştir.  
Karol'u bir duvar dibinde valizinin üstünde otururken görüyoruz. Ve geri dönüşüm kutusu yine orada duruyordur. 
İlk filmin aksine bu defa geri dönüşüm kutusuna şişe atmaya çalışan kişi yaşlı bir adamdır. Yine ilk filmin aksine bu sefer kahramanımız şişeyi geri dönüşüm kutusuna atmaya çalışan yaşlı kişiyi fark etmiştir. 
Karol yaşlı adamı izlerken yüzünde kötü bir gülümseme belirir. Burada akla gelen ilk durum kendinden daha kötü durumda olan birinin varlığı Karol'u gülümsetmiştir. 
Yaşlı adamı görüp yardım etmemesi Karol'un duyarsız ve hatta kötü bir adam olduğunu düşündürebilir.  Ayrıca Karol'un içinde bulunduğu şartlardan dolayı başkalarına yardım edebilecek durumda olmadığını düşünebiliriz. 
İlk filmde olduğu gibi yardım almadan şişeyi geri dönüşüm kutusuna atmaya çalışan kişi, şişeyi kutuya tam olarak atamaz. Yine yarısı dışarıda yarısı içeride kalmıştır. 
Ayrıca ilk filmde Julie'nin içinde bulunduğu şartların bir gereği olan umarsız tavrı yaşlı kadını görmemesine ve yardım etmemesine neden olmuştur. Eğer yaşlı kadını görseydi yardım edip etmeyeceği ise bilinmemektedir. Burada Julie'yi olumsuz anlamda eleştiremeyiz. Ancak yaşlı adamı gören Karol'un duyarsız tavrı eleştirilebilir. 

Kırmızı
Üçlemenin diğer filmlerindeki gibi Kırmızı'da da bir cam şişeyi geri dönüşüm kutusuna atmaya çalışan yaşlı bir insan gözükmektedir.  
Mavi'de Julie yaşlı insanı görmemiş ve yardım etmemiştir. Beyaz filminde Karol yaşlı insanı görmüş yardım etmek yerine kötü bir gülümsemeyle izlemiş ve yardım etmeyi aklından geçirmemiştir.
Kırmızı filminde ise filmin kahramanı Valentine  yaşlı insanın şişeyi geri dönüşüm kutusuna atmasına yardım etmiştir. Yardım etmesi yine kahramanın karakteri ile paralel bir tavırdır. 

İlk iki filmin aksine şişeyi geri dönüşüm kutusuna atmaya çalışan yaşlı insan yardım almıştır. Bu yardım sonucunda yine ilk iki filmin aksine şişe geri dönüşüm kutusuna tam atılmıştır. Ve şişe kırılmıştır...

Bu sahnelere bakarak Kieslowski'nin yaşlılık, güçsüz düşme ve duyarsızlık konularına dikkat çektiğini söyleyebiliriz. 
Ayrıca bireyin yaşamı boyunca sahip olduğu alışkanlıklar ve öncelikler gibi istikrarlı durumu yaşlandığı zamanlarda da devam ettirdiğini görüyoruz. Kieslowski yaşlılıkta da bu düzenin devamlılığını yaşlı kimse için idealize etmiş olabilir. Bu sahneler yukarıda da belirttiğim gibi endüstrileşme sonrası modern toplumda, dolaylı yoldan sosyal hayattan çekilme zorunda bırakılan ve yalnızlaşan yaşlıların hayata tutunma isteğine bir gönderme gibi de düşünülebilir.

Hasan Bağcık