20.03.2015

3 | ILO Sözleşmelerinin İşgücü Piyasasının Düzenlenmesine Yönelik İncelenmesi

Uluslararası Çalışma Örgütü "ILO"
Uluslararası Çalışma Örgütü, 1919’da imzalanan Versay Anlaşmasında öngörülen Milletler Cemiyeti ile ortaya çıkmıştır. Amaç, Birinci Dünya Savaşından sonra giderek büyüyen sorunlara yönelik sosyal reform niteliğinde çözümler bulmak ve reformların uluslararası düzeyde uygulanmasını sağlamaktı.

İkinci Dünya Savaşından sonra, Filadelfiya Bildirgesi ile birlikte, ILO'nun temel amaç ve ilkeleri dinamik bir yeniden oluşum ve genişleme sürecine girmiştir. Bildirge, savaş sonrası ulusal bağımsızlıkla birlikte büyümeyi öngörmüş, gelişmiş dünya ile büyük ölçekte teknik işbirliğinin başlangıcının müjdecisi olmuştur.

Uluslararası Çalışma Örgütü, sosyal adaletin ve uluslararası insan ve çalışma haklarının iyileştirilmesi için çalışan bir Birleşmiş Milletler ihtisas kuruluşudur.
Dünya savaşının yarattığı karışıklık sonucu ortaya çıkan ve üç çeyrek asır süren değişim kargaşası ile yoğurulan Uluslararası Çalışma Örgütü, evrensel ve sürekli barışın ancak sosyal adalet ile sağlanabileceğini savunan bir temel ilke üzerine kurulmuştur.

19.03.2015

2 | İşgücü Piyasalarını Düzenleyen Kurumlar

Günümüzde ekonomik, sosyal ve siyasal alanda yaşanan değişimler işgücü piyasasının ve özellikle istihdam hizmetlerinin yeniden düzenlenmesini gerekli kılmaktadır.

Ekonomik faaliyetlerin küreselleşmesi ve artan rekabet nedeniyle işletmelerin teknolojik yenilikler sayesinde yapısı değişmektedir. Buna bağlı olarak iş organizasyonu ve iş ilişkilerinde değişim kaçınılmaz hale gelmektedir. Bu gelişmeler işgücü piyasasına da yansımaktadır ( Erdut, 2000: 149).
İşletme Organizasyonunda Değişim: Esnek işletme işgücü piyasasında değişimi zorunlu kılan etmenlerin başında gelmektedir. Bu anlamda bir tek model değil, her bir işletme ve işçilerin değişen koşullara sürekli uyum sağladığı sınırsız modeller bulunmaktadır. Bununla birlikte esnek yada “ağ işletme” modelinin temel unsurlarını ve işleyişini belirlemek mümkündür.

Ağ işletme; ana işletmenin bir üretim projesini gerçekleştirmek için aralarında kaynakları tahsis ettiği, oluşturduğu ve kendisiyle özdeşleştirdiği çok sayıda küçük ve orta boy işletmenin faaliyetinin eşgüdümünün sağladığı ve iş bölümüne dayandırdığı bir organizasyon türüdür.

18.03.2015

1| İşgücü Piyasası Nedir? İşgücü Piyasalarının Temel Özellikleri

İşgücü piyasası işlevsel olarak hem çalışma ekonomisi hem de endüstriyel ilişkiler sistemi içerisinde önemli yapı taşlarından birini oluşturur (Lordoğlu ve Özkaplan, 2003: 79).

İşgücü piyasası, çalışanlarla çalıştırılanların veya emek arzı ile emek talebinin karşılaştığı ve bu karşılaşmanın sonucu olarak ücret haddinin teşekkül ettiği, bütün istihdam şartlarının sözlü yada yazılı bir sözleşme ile tayin edildiği ve işçi işveren ile ilgili diğer münasebetlerin yürütüldüğü yer olarak tanımlanabilir. (Seyyar, 2002;147).
Bu tanımdan hareketle işgücü piyasasını diğer piyasalardan (mal piyasası, sermaye piyasası gibi.) ayıran bazı özellikleri şöyle sıralayabiliriz;
- Çalışanlarla çalıştıranların yani işçi ve işverenlerin karşı karşıya olduğu bir ilişkiyi anlatır.
- Bu ilişki süreklilik esasına göre devam eder. Oysa mal ve hizmet piyasalarında mal veya hizmet satılınca bir başka ihtiyaca kadar ilişki sona erer.
- Diğer piyasalarda; örneğin mal piyasasında, taraflar arasındaki ilişkinin belirleyicisi daha çok fiyatlar ve mal miktarı iken, işgücü piyasasında ücretin belirlenmesi dışında çalışma ortamı, iş güvenliği, işin ağırlığı gibi etkenlerde söz konusudur.
- Güçler dengesi eşit bir dağılım göstermez. Güç, emek talebinin yani işverenin lehinedir. İşgücü piyasasının çerçevesini çizen kurallar ve kurumlar emek arzedenlerin lehine bir takım düzenlemeler getirse de ilişkilerde güçler dengesi halen emek talebinin lehinedir.
- İşgücü piyasasında emek arzedenlerin heterojen bir yapıda olması da karşılıklı ilişkilerde bir dezavantaj olarak çalışanların karşısına çıkmaktadır. 
- İşgücü piyasasını ayrıca bireylerin içine bulunduğu öznel koşullar, toplumsal ve kültürel koşullar da etkilemektedir. 
- Belirleyici bir ayrım ise işgücünün nitelik esaslı bir sınıflamaya tabi tutulmasıdır.

10.03.2015

Tembellik Hakkı | Paul Lafargue

Çalışmanın Kutsanması
1770'te, Londra'da Alışveriş ve Ticaret Üstüne Bir Deneme adlı imzasız bir yapıt yayımlandı. O dönemde belirli bir yankı uyandırdı.
Büyük bir insansever olan yazar şöyle diyordu: İngiltere'nin fabrika işçisi güruhu, İngiliz oldukları için, kendini oluşturan tüm bireylerin, doğuştan kaynaklanan bir hakla, Avrupa'nın başka ülkelerindeki işçilerden daha özgür, daha bağımsız olma ayrıcalığına sahip bulunduğu saplantısına kaptırmıştı kafasını. Bu düşünce, askerlere yararlı olabilir, yiğitlik aşılamak bakımından. Ama fabrika işçileri, bu düşünceyi ne denli az benimsemiş olurlarsa, hem kendileri, hem de devlet için o kadar iyi olur bu. İşçiler, kendilerini hiçbir zaman üstlerinden bağımsız sanmamalıdırlar. Böylesi özgürlük ve bağımsızlık hayranlığı, bizimki gibi bir devlette, belki de nüfusunun sekizde yedisinin malının mülkünün az olduğu ya da hiç olmadığı bir devlette çok büyük tehlikedir. Endüstrideki yoksullarımız bugün dört günde kazandıklarını altı günde kazanmaya razı olmadıkça, tam iyileşme gerçekleşemez.
Böylece, Guizot'dan (Gizo) yüz yıl önce Londra'da çalışma, insanın soylu tutkuları için bir fren olarak öğütleniyordu açıktan açığa.