İşgücü piyasası işlevsel olarak hem çalışma ekonomisi hem de endüstriyel ilişkiler sistemi içerisinde önemli yapı taşlarından birini oluşturur (Lordoğlu ve Özkaplan, 2003: 79).
İşgücü piyasası, çalışanlarla çalıştırılanların veya emek arzı ile emek talebinin karşılaştığı ve bu karşılaşmanın sonucu olarak ücret haddinin teşekkül ettiği, bütün istihdam şartlarının sözlü yada yazılı bir sözleşme ile tayin edildiği ve işçi işveren ile ilgili diğer münasebetlerin yürütüldüğü yer olarak tanımlanabilir. (Seyyar, 2002;147).
Bu tanımdan hareketle işgücü piyasasını diğer piyasalardan (mal piyasası, sermaye piyasası gibi.) ayıran bazı özellikleri şöyle sıralayabiliriz;
- Çalışanlarla çalıştıranların yani işçi ve işverenlerin karşı karşıya olduğu bir ilişkiyi anlatır.
- Bu ilişki süreklilik esasına göre devam eder. Oysa mal ve hizmet piyasalarında mal veya hizmet satılınca bir başka ihtiyaca kadar ilişki sona erer.
- Diğer piyasalarda; örneğin mal piyasasında, taraflar arasındaki ilişkinin belirleyicisi daha çok fiyatlar ve mal miktarı iken, işgücü piyasasında ücretin belirlenmesi dışında çalışma ortamı, iş güvenliği, işin ağırlığı gibi etkenlerde söz konusudur.
- Güçler dengesi eşit bir dağılım göstermez. Güç, emek talebinin yani işverenin lehinedir. İşgücü piyasasının çerçevesini çizen kurallar ve kurumlar emek arzedenlerin lehine bir takım düzenlemeler getirse de ilişkilerde güçler dengesi halen emek talebinin lehinedir.
- İşgücü piyasasında emek arzedenlerin heterojen bir yapıda olması da karşılıklı ilişkilerde bir dezavantaj olarak çalışanların karşısına çıkmaktadır.
- İşgücü piyasasını ayrıca bireylerin içine bulunduğu öznel koşullar, toplumsal ve kültürel koşullar da etkilemektedir.
- Belirleyici bir ayrım ise işgücünün nitelik esaslı bir sınıflamaya tabi tutulmasıdır.
Modern bir ekonomide mevcut birçok piyasa arasında işgücü piyasası en önemli olanıdır. Ailelerin çoğu hizmetlerini bu piyasada sunarak gelir elde ederler. Birçok birey çalışmadığı saatlerden kalan zamanının geniş bir kısmını bu piyasada etkin bir icraat göstermek için ve gerekli becerileri kazanmak için harcar. Bireylerin yaşamları sürecince giriştikleri eğitim ve öğretim faaliyetleri esas itibariyle onları işgücü piyasasındaki performanslarını artıran becerilerle donatmak üzere tasarlanmıştır. Bunun ötesinde bireyler işgücü piyasasındaki faaliyetlerine dayanarak kendilerine ilişkin değerlendirmeleri oluştururlar ve sosyal yaşamlarının birçok parametresini belirleyen bağlar kurarlar (Elliott, 1997: 4).
İşgücü Piyasalarının Temel Özellikleri
Gelişmekte olan ülkelerde, özellikle şehirleşmiş bölgelerdeki işgücü piyasaları birkaç alt piyasadan oluşmuştur. İşgücü aralarında farklılıklar olan ve en azından kısa dönemde birbirleriyle rekabet etmeyen iki ayrı grupta toplanmaktadır. Bu gruplar, marjinal kesim ve organize kesim olarak adlandırılmaktadır. Marjinal kesim kırsal kesimden yeni gelmiş ve değişik nedenlerle şehirde ticaret veya sanayide hemen iş bulamamış kişilerden oluşmaktadır. Bu kişiler geçici işlerde gündelikçi olarak çalışarak yada seyyar satıcılık yaparak hayatlarını sürdürmeye çalışmaktadır. Çoğu uzun müddet geçimlik düzeyinde yaşamakta, bazıları da bir daha şehre gelmemek üzere köye dönmektedirler. Organize kesim ise şehre gelip ticaret, sanayi veya kamu kesiminde kendisine yer bulan kişilerden oluşmaktadır (ILO/UNDP/TUR/82/007 Projesi Yayını, 1986: 19).
Gelişmekte olan ülkeler, geniş yoksul kesim ve tarım ekonomisi özellikleri ile gelişmiş ülkelerden oldukça farklı bir işgücü yapısına sahiptirler. Bu ülkelerdeki ücretli işgücü, gelişmiş ülkelere göre son derece düşük olup, ücretsiz aile işçiliği ve kendi işinde çalışma yaygındır. Bu nedenle bu ülkelerdeki istihdam stratejileri yalnızca ücretli işgücüne ağırlık verme biçiminde değil, işgücünün diğer kesimlerini de gözetmek zorundadır (Köstekli, 2003: 82).
Gelişmiş ülkeler, başlıca üç noktada gelişmekte olan ülkelerden ayrılmaktadırlar
Birincisi, gelişmiş ülkelerde hükümetler ekonomiye daha az müdahalede bulunmaktadır. Bu tutumda, kaynakların dağılımında bir araç olarak Pazar güçlerine güvenilmekte ve sonuçta pazar daha etkili olmaktadır. Serbest piyasaya bağlılık, belli sayıda sektör ve faaliyetler dışında yapısal değişime müdahale etmemeyi gerekli kılmaktadır. Yine hükümetin müdahalesi olmaksızın işçi ve işverenin pazarlığı ile ve istihdam ilişkilerinde ve mevzuatta değişimler gerçekleştirilmektedir.
İkincisi, gelişmiş ülkelerde, ilkesel olarak istihdam odaklı, verimlilik ve refahı birlikte artırmaya yönelik politikalar giderek yaygınlaşmaktadır. Bu süreç, yüksek ve daha kolay vergilendirilebilen biçimde kaynağın hareketliliğini kolaylaştırmış, hükümete daha geniş bir rol verilmesini kabul edilir kılmış, transfer ve yeniden dağıtımdan yararlanma potansiyeli olanlar açısından geniş bir taban oluşturmuştur. Sonuçta bu yaklaşım, gelişmiş ülkelerde istihdam politikalarının başlıca aracı olmuş, iş arayanlar ile işçi arayanları buluşturması nedeniyle işgücü piyasasının yeterliliğini artırmıştır.
Üçüncüsü, gelişmiş ülkelerde hükümetlerin kolayca borçlanabildiği sermaye piyasalarının varlığıdır. Gelişmekte olan ülkeler bunu önemli bir ağırlıkla ve riskli olarak dışarıdan borçlanarak yapmaktadırlar. Sonuçta, gelişmiş ülkelerde istihdam yaratılmasına yönelik politikalarda, makro ekonomik politikaların tam kapasite ve talebin en geniş maksimizasyon ile sürdürülmesi, esaslı bir araç niteliğindedir (Köstekli, 2003: 83).
Türkiye işgücü piyasası sanayileşmiş ülkelerin işgücü piyasalarından çok farklı bir görünüm sergilemekte, kentsel formel kesimde istihdam edilen sendikalı ve sosyal güvenlik kapsamındaki işçilerin oluşturduğu ve küçük sayılabilecek bir kesim bir yana bırakılacak olursa, parçalı yapısıyla gelişmekte olan ülke özellikleri taşımaktadır.
Türkiye işgücü piyasası birçok farklı unsurun birlikte etkili olduğu bir hareketlilik içindedir. Son yıllarda yavaşlama eğilimi gösterse de, hâlâ hızla artan toplam nüfus ve iç göçler, tarım ve turizm sektörlerine yönelik mevsimlik işçi hareketleri, ülke dışından zaman zaman önemli boyutlara ulaşan göçler bu unsurlar arasında yer almaktadır. (Şenses, 2003).
Kaynakça:
- Lordoğlu K. , Nurcan Özkaplan, (2003) "Çalışma İktisadı",Der Yayınları, Yay.No:358, İst
- Seyyar, Ali (2003) "Sosyal Siyaset Terimleri" Beta Yayınları, İst
- Elliot, Robert (1997), "Karşılaştırmalı Çalışma Ekonomisi", çev.Ankara Üniversitesi, A.Ü. Yayınları
- ILO/UNDP/TUR/82/007 Projesi Yayını, "Vasıfsız İşgücünün Kalkınma Amacıyla Kullanımı ve Bunun Ekonomik Maliyeti, DPT Yayın No:2055/MAG 39, Ankara
- Köstekli, Şeyma (2003) "Türkiye'nin Üretim-İstihdam Sorunu, Strateji ve Politika Önerileri" "Güçlü ve Büyük Türk Ekonomisi için Üretim ve İstihdam Politikaları Araştırma Yarışması, TİSK Yayınları, Yayın No:236
- Şenses, Fikret (2003) "Neoliberal Ekonomi Politikaları, İşgücü Piyasaları ve İstihdam, www.petrol-is.org.tr (23 Mart 2004)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder